8 Nisan 2010 Perşembe

ŞAMPANYA NOTLARI


Blog Yazarı, bu kez şampanya hakkında bilinmeyenleri yazıyor:

Şampanya -adını da aldığı- Fransa’nın Champagne Bölgesi'nde (okunuşuyla /şăpaɲ /) üretiliyor. En bilinen nokta bu… Pek bilinmeyen nokta ise, Avrupa Birliği’nde ürünlerin menşeilerinin korunması prensibi çerçevesinde sadece Fransa’nın Champagne Bölgesi’nden gelenlerin şampanya adını alabilmesi. Bu bölgede üretilmeyenlerin şampanya ismini alması yasak.

Avrupa ülkeleri dışında, Amerika’da da bu prensibe uyuluyor ve tüketicilerin yanılmasını önlemek için Champagne Bölgesi’nden gelmeyen ürünlerde şampanya isminin kullanılmasına yasal olarak izin verilmiyor.

Buna karşılık, Champagne bölgesinde üretilen şampanyaların da « şampanya » etiketini alabilmeleri öyle pek kolay değil. Üretim sürecinde sıkı bir denetim var. Bu amaçla oluşturulmuş Komite, üretimin bölgenin nerelerinde yapılacağına, hangi üzüm türlerinin kullanılacağına karar veriyor ve üretimdeki aşamaların hepsine uyulup uyulmadığını denetliyor. Ancak, bu koşulları yerine getiren ürünlerin şampanya etiketi almasına izin veriliyor.

Şampanya, şarabın ikinci kez şişelerde mayalanması ve bu esnada ortaya çıkan karbondioksit gazının şarabın içinde saklanmasıyla yapılıyor.

Prensip olarak, şampanyanın yapımında sadece üç üzüm türü kullanılıyor (Chardonnay, Pinot noir ve Pinot Meunier). Bunun dışındaki üzüm türlerini kullanmak da yasak değil ancak genel uygulamanın dışına büyük ölçüde çıkılmıyor.

Günümüzde üretilen şampanyaların büyük çoğunluğu « non-vintage ». Yani, bir bağbozumuna değil ; çeşitli bağbozumlarına ait üzümlerden yapılıyor. « Vintage » olabilmesi için ise kullanılan üzümlerin en az %85’inin bir bağbozumundan elde edilmesi koşulu var. Genellikle üreticiler her bağbozumuna ait üzümlerin en az %20’sini sonraki non-vintage üretimleri için saklıyorlar. Bu da, tüketicilerin bir non-vintage şampanyadaki tat beklentilerinde tutarlılık ve standart sağlıyor.

Oysa, bir vintage şampanya aynı zamanda bir risk anlamına da geliyor. Bu nedenle, çoğu üreticinin şampanyayı (şaraplar için de geçerli) sadece bir bağbozumuna ait üzümlerden üretip, yine de « non-vintage » olarak etiketleme eğilimi de var. Özellikle üzüm kalitesinin çok iyi olmadığı yıllarda üreticiler hem bu riski almamak hem de bunu ilerideki şarap / şampanya üretimlerine yönelik saklamayı tercih etmedikleri için bu yola başvuruyorlar.



Prestige cuvée şampanyaları en özel şampanya kategorisinde. İlk prestige cuvée, Moët et Chandon tarafından üretiliyor. 1921 yılındaki bağbozumuna ait üzümlerden üretilen şampanya 15 yıl dinlendirilerek 1936’da tadıma sunuluyor. Bunu çeşitli üreticilerin 1945, 1952 cuvée’leri takip ediyor. Günümüzde ise prestige cuvée daha çok önemli bir kişiyle üreticiyi özdeşleştiren nitelikte. Örneğin, Pol Roger's Cuvée Sir Winston Churchill gibi.

Siyahların beyazı olarak çevrilebilecek blanc de noirs ise sadece siyah üzümlerden üretilen beyaz şampanyaya verilen isim.

Beyazların beyazı blanc de blancs sadece Chardonnay üzümlerinden yapılan şampanyaya deniyor.

Roze şampanya, beyaz şaraba bir miktar kırmızı şarap katılarak veya üzüm sıkıldığında bir süre bekletilerek renk alması sağlanarak yapılıyor.



Onun dışında, şampanya şişelerinin üzerinde görülen « brut, extra-brut veya brut natural » şeker oranını ifade ediyor. En fazla rastlanılan brut bir litrede 12 gramdan az şeker miktarını belirtiyor. Extra brut, litre başına 6 gramdan az ; brut natural ise yine bir litrede 3 gramdan az şekere işaret ediyor.

Çok tartışılan konular arasında bir de şampanyanın köpüğü konusu var. Şampanyanın köpüğünü oluşturan aslında içerdiği karbondioksit gazı. Bu gaz, sürekli yenilenen küçük köpüklerin oluşmasını sağlıyor. Bu köpük oluşumu saatlerce sürebiliyor. Ne kadar köpük olursa o kadar çok aroma ortaya çıkıyor.

Arşimed prensibine göre de oluşan bu köpükler bir süre sonra yukarı çıkmaya ve hacim kazanmaya başlıyorlar. Şampanyanın içimi açısından tercih edilen flüt bardağın avantajı da işte bu noktada ortaya çıkıyor.

Degustatörlere göre, şampanya köpükleri ne kadar ince ve küçükse şampanyanın kalitesi de o kadar yüksek. Oysa bilimadamlarına göre bunu destekleyen bir veri yok.

Blog Yazarı’nın konuya ilişkin yazacakları şimdilik bu kadar. Her türlü katkı ve yorumdan memnuniyet duyacaktır !

8 yorum:

Damla T. dedi ki...

Şampanyanın köpüğü konusunda bir de şöyle ilginç bir araştırma var. İlgisini çekenler için (Fransızca): http://www.lefigaro.fr/lefigaromagazine/2008/12/26/01006-20081226ARTFIG00272-champagne-l-enigme-des-bulles-resolue-.php

Murat dedi ki...

Şampanya kültürü konusundaki ciddi araştırmanızdan dolayı kutluyorum. Şampanya anladığım kadarıyla telif hakları çerçevesinde korunan bir isim olduğu için diğer bölgelerde/ülkelerde üretilen "şampanyalar" bu adı alamıyor ve köpüklü şarap diye satılıyor. Peki resmi olarak bu adı taşıyamasa da klasik şampanyalar kadar kaliteli köpüklü şarap var mı? En iyi üretim yapan ülkeler hangileri?

Oburcan dedi ki...

Yine ilginç bir konu ve faydalı bilgiler.Öncelikle tebrik ediyorum. Benim sormak istediğim şampanya denince akla neden ilk olarak Dom Perignon gelir? Bu ünü nereye dayanır?

Damla T. dedi ki...

Merhaba Murat,

Katkı için teşekkür…

Dediğin doğru, gerek Fransa içindeki diğer bölgeler, gerek diğer ülkelerde üretilen köpüklü şaraplar şampanya adını alamıyor ve bunlar başka isimler altında piyasaya sürülüyor. Örneğin, Alman köpüklü şaraplarına “Sekt”, Güney Afrika köpüklü şaraplarına « cap classique », İspanyol köpüklü şarabına “Cava” deniyor. İtalyan köpüklü şaraplarının jenerik ismi ise “Spumante”. Spumante’nin de kendi içinde Brachetto, Asti gibi çeşitleri var.

Fransa’nın «Champagne » Bölgesi’nde değil de, diğer bölgelerinde üretilen en popüler köpüklü şarap markası ise Crémant (okunuşuyla Kreman). Kreman’ın Alzas kremanı, Bordeaux kremanı, Bourgogne kremanı, vs gibi çeşitleri var.

Amerika’da ise Kaliforniya köpüklü şarapları çok popüler.

Hangilerinin kaliteli olduğuna gelince, -tamamen subjektif bir bilgi olmakla birlikte- sanırım İspanyol Cava’sı, Crémant ve Kaliforniya köpüklü şarabı bu alanda önde geliyor.

Damla T. dedi ki...

Merhaba Oburcan,

Dom Pérignon, -yukarıda bahsettiğim ve fotoğrafta da görülen- Moët et Chandon firması tarafından üretilen bir şampanya markası. İsmini de Dom Pérignon adlı rahipten alıyor. Dom Pérignon’un adının şampanyayla özdeşleşmesi ilk prestige cuvée şampanyayı üretmesinden kaynaklanıyor. –Yine yukarıda yazdığım üzere- 1921 yılındaki bağbozumuna ait üzümlerden üretilen Dom Pérignon cuvée’si 15 yıl dinlendirilerek 1936’da tadıma sunuluyor.

Dom Pérignon’un şampanyayı bulan kişi olduğu bilgisi ise aslında doğru değil.

Yazının « prestige cuvée » bölümüne bunun Dom Pérignon olduğu notunu eklemek gerekiyor. İlgi, katkı ve yazı hakkındaki güzel ifadeler için çok teşekkür !

Adsız dedi ki...

merhaba... şampanyayı çok seviyorum ve verilen bilgiler çok güzel..benimde merak ettiğim bir konuda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim...şampanyanın saklama süresi ne kadardır...elim moet var 2 şişe tabi özel bi gün için sakllıyordum...alalı 2 sene oldu acaba dah ne kadar bekletebilirim...:)

Adsız dedi ki...

merhaba... şampanyayı çok seviyorum ve verilen bilgiler çok güzel..benimde merak ettiğim bir konuda yardımcı olabilirseniz çok sevinirim...şampanyanın saklama süresi ne kadardır...elim moet var 2 şişe tabi özel bi gün için sakllıyordum...alalı 2 sene oldu acaba dah ne kadar bekletebilirim...:)

Unknown dedi ki...

Sampanyanin mantari hakkinda merak ettigim seyler var neden yapiliyor